20100625

detangler..

zaman zaman -camdan dışarı baka baka gözlerimden içeri yağmur suyu mu kaçıyor nedir- boğulacak gibi hissediyorum.. kafamın içinde basılmasından korktuğum bir takım noktalara sürekli parmak basan düşüncelerin geçmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok.
kokular, sesler, tınılar, insanlar, şekiller, temaslar... bazen ne kadar çok 'bilgi' var...

kitap okumak, müzik dinlemek, kafayı başka şeylere yöneltmek genelde o kaçmak istenen şeyin içine çekmekten başka bir işe yaramıyor.
'birilerine anlatmak' istediğimden de emin olmadığım zamanlarda, bu blog'a ergen günlüğü muamelesi yapmak hoşuma gidiyor, evet..
divine comedy falan dinleyip, mümkün olduğu kadar 'güneş-kumsal-akşamüstü-şarap'
kafasından arınmak gerek.

ha bir de;
"whoops, mister motto, i'm a coffee pot.."

Hiç yorum yok: