hayat nasıl?

valla hayat bu aralar şöyle:

düğün-cenaze-doğum-düğün-düğün-cenaze-düğün-cenaze-düğün-düğün-cenaze..

2010'un 6. ayından itibaren durum vaziyet budur. yağmurları anladık, onlarla birlikte gelip-giden çok olur diye olayı görselleştirmekte sakınca görmüyorum; sadece bu sıklığa anlam vermekte güçlük çekiyorum. bir de ölecek olanın, ölmeden bir süre önce her şeyini derleyip toplaması, 'yapılacaklar listesi'ni yakınlarına bildirmesi, hatta 'dosya'lar hazırlaması, bir ikinci kişinin bilmediği şeyleri bir kağıda yazıp en yakınına vermesi insanı şaşkınlıkla ürpertiyor, haliyle.

ben daha fazla ürpermek istemiyorum.

1) artık yemek yiyebilmek

2) denize girmek

3) güneş yüzü görmek istiyorum..