20100406

orc'lara benzer adamlarla telefonda konuşmak, hesap-kitap yapmak ve her gün nefret ettiğim kokuların içinden geçmek zorunda kalmadan gidebildiğim bir yerde çalışıyor olsaydım, acaba gündelik yaşantımdaki bu agresif halime hiç bürünmemiş olabilir miydim?
üniversite'deki, veyahut daha da geriye, ortaokuldaki hislerle dolu olabilir miydim acaba -hala-.. ?
o da nasıl bişeydi; hmmm, böyle sevgi dolu, çiçekler tomurcuklandığı zaman fena halde heyecanlanan... hatırladığım şeyler var evet.
yazın, ara sıra, ağzıma attığım bir çatal karpuzun tadında, 2 yaşımın anılarını buluyorum mesela. çok acayip oluyor. sanki o karpuzun devamını onca sene sonra yiyor gibi hissediyor insan.
çok eskiden, ahşap evin bahçesinde, yere hasır serip üzerine otururduk. şeftali yerdik.
o hasır kuru kuru kokardı, şeftalinin kokusuyla birleşince değişik bir tat gelirdi ağzıma. bazen bazı şeftalilerden çıkıyor aynı şey.
annemin gümüş bilezikleri vardı mesela, kendilerine has bir ses çıkaran, geçenlerde elimi attığım bi çantanın içinden o sesler çıkınca günüm 80'lere döndü. zaman makinasına gerek yok. yani düğmelere ve metal aygıtlara falan...

o kadar.


(dağınık kalsın, toparlayasım yok hiç..)

Hiç yorum yok: