20230803

kayıkçı

soluk yüzü ve parlak gözleriyle
ağır bir kurşun gibi çöktüğünde,
buğulu kalabalığın arasından sıyrılıp
yokluğa uçuşacak tüm bunlar.
biliyorum, yorgunsun.
geçmektesin bir şafağın berisine.
halbuki kimsenin anlamadığı bir dil tutturmuş
ne de güzel şakıyordun bülbül gibi.
fakat artık o son kelimenin de feri sönerken,
henüz çiğ bile öpmemişken toprağı
iniyorsun bir nehrin kıyısına,
sönüyor goncası yüreğinin..
cübbesinin eteğinde sürüklerken bedenini
buğulu kalabalık sessiz, ardından bakıyor. 


Hiç yorum yok: