20140905

persönlichkeit

rüyalar alemi enteresan bir yer.
[rüya gören birinin beyninin içinde neler olduğu ile ilgili: (bkz: google)]

kişinin kendi rüyalarını 'analiz' edebilmesi, bir freud olmayı gerektirmeksizin, uzun terapi süreçlerinden sonra geliştirdiği 'iç-görü' ve 'olaylarla yüzleşebilme g*tü'ne sahip olmasıyla pekala da olabiliyor.
"bir harf nelere kadir!"
bu alışkanlığı edindikten sonra, ki ilk başlarda olasılıklar denizinde bir iki boğulma tehlikesi geçirmiyor değil insan, bu yeti dengeleniyor ve sonra, insan bazı rüyalarından sessiz sedasız bir şeyler öğrenmiş ve bir takım şeyleri sindirmiş olarak uyanıyor.
alışkanlık, özlemler, bağlılık ve bağımlılıklarımız, kayıplar, komplekslerimiz ve en güzellerinden biri; korkularımız, rüyalarda açık ve net gözlemleniyor, çok da eğlenceli oluyor!
sindirme süreci bazen saatler / günler alabiliyor ama bence tadını çıkarmakta fayda var.

"vedalaşma faslı / teması benim için ne de sıkıntılı bir süreçmiş aslında" kafasıyla uyandım bugün mesela.
dün gece gördüğüm bir rüyadan kafama atılan fikir buydu.
bunları kelimelere dökünce gerzekçe duyuluyor bazen ama bir takım hareketlerini çalışma alanı olarak insanın rüya görüyor oluşu, enfes bir olay. hareketlerin üç boyutlu dünyada uygulamaya dökülmeden önceki ara birimi.

misal, mecbur olunsun olunmasın, tüm vedalaşmalar / ayrılıklar oldum olası bende irili ufaklı öfke yaratmıştır. (bkz: kayıp korkusu) 
kimseyi cezalandırmak istemedim belki ama öfkemi kontrol etmek de benim için her zaman zor bir şeydi.
ifade etme usanmışlığım ve fevri tabiatımın suçlusu olarak boğa burcu insanı olmamı gösterebiliriz tabii ama, yemezler. bunun her insan gibi tabii ki anne-babasal ve genetik sebepleri var; maalesef.
yıldızların bir kabahati yok...

öfkeyi olumlu bir malzeme olarak kullanmak  teoride enfes bir şey fakat pratikte gerçekten zor çünkü metanet, sosyal dünyada kusursuz işleyebilen bir mekanizma değil ve en büyük sıkıntılarımızdan biri kendi başımızayken içimizde çiçekler de açsa, binlerce sene yoga da yapsak, terapistlerimize miami'de bir ev yaptırabilecekleri kadar para kazandırmış bile olsak, sokağa çıktığımız an "kaosun içinde bir hiçsin ve var olma mücadelen beyhude" hissine kapılabiliyor oluşumuz.
çünkü kaybettiğin -öncelikle kendi aklı selim varlığın- onca şey öfke yaratabiliyor.

"and i don't really care!" diye devam eder mesela...



kıssadan hisse, korku, öfke gibi şeyler olumlu kullanılabilirse insanın zihinsel evrimi için faydalı elemanlar.
bir rüya da işte bazen akıldan saniyenin 1/13918930 kadar kısmında geçenler serisi yazılara böyle konu olabiliyor...



Hiç yorum yok: