20120206

düşünce nasıl dizimizi üfler "tamam tamam, geçti! geçti!" derdik,
şimdi haddini vererek tutmadığım bazı yasların arkasından, yaşlarla boğuşuyorum bazen.

o kadar alışmışız ki giren insanlara yeteri tezahüratı yapmayıp, o insanlar çıkarken de canımız acımıyor gibi yapmaya...
bünyeye hak ettiği mutluluğu, sevinç alanı ve hareket özgürlüğünü de veremiyoruz.
sosyalizasyon içinde ön görülemez onca şeyin korkusuyla, hareket edemez hale geliyoruz.
"o ne der, ne düşünür."
bu hisler benim değil mi? e, o halde, başkasına ne?
öyle değil işte. biz sürekli kendini pazarlayan yaratıklarız.
daima bir poz halindeyiz.
yaşamak ve devam etmek için de şart bu. ne acımasız değil mi?

bu ısrarcı hüzün geldiğinde, ben müziğe kaçıyorum hemen. ya da eski fotoğraflara, bildiğim ve tekrar tekrar
izlemenin bana hep aynı heyecanı verdiği bir filmi izlemeye...

şimdi yeni moda çıktı: elde pasaport, oradan oraya gitmek...

ben geliyorum singapur. ready or not.

kayığım, küreklerim, açık deniz...

2 yorum:

SELEN GULUN dedi ki...

Cok iyi! Yuru Ayse!

Sophie dedi ki...

ve kanatların canım :)