20111113

12.11 ve 13.11'in birbirine baglandigi gece, annemin uskudar amerikan lisesi'nden tanidigi ve aileden farkli gormedigi arkadasi fugen'in dogum gunu kutlamasi icin yeniden köln'e gittik; dayim, yengem ve ben.
fugen, annem ve fugen'in muteveffa ablasi nesrin, okul zamanlarindan tanisan insanlar. nesrin ve annem ayni sinifta, fugen de daha kucuk sinifta okuyordu. dayimla da keza, fugen, ile ayni ilkokula gitmisler. bu insanlar aileden olmasin da ne olsun!
fugen'in bir de kizi var deniz; almanya'da dogup buyudu. o da benim minik kardesim. birlikte buyumemis olsak da neredeyse var olan kan baginin kuvvetini bir araya geldigimiz her sefer hissederiz. o daha cok gosterir ben yine pek gosteremem.
uc hafta sonra yeni bir hayata baslamak uzere costa rica'ya gidecek ve ana-kiz gecirecekleri zamanlari en iyi sekilde degerlendirmek istiyorlar.
almanya'da yuvarlak yil donumleri onemlidir ve partilerle kutlanir. fugen de dun gece 60. yas gununu kutlamak uzere hepimizi köln'de bir mekana davet etti. eski bir kiliseyi lounge haline getirmisler.

bir gun oncesinin yorgunlugu ve orada karsilasacaklarimin heyecani ile yola ciktik. 25 dakikalik araba yolculugundan sonra mekana ulastik ve bizi bir o kadar heyecanli fugen karsiladi.
baktik; hafif muzik var, sohbeti engellemeyecek sekilde ve mekan cok guzel isiklandirilmis. tanidik kimse goremiyoruz ama ben deniz'in babasi herbert'i gorecegim icin heyecanliyim.
tam "burada kimseyi tanimiyorum galiba" derken, "biz seni taniyoruz" seklinde acilmis kucaklariyla karsima cikan insanlarin sokunu yasamam bir oldu! helma, uscha, eva, daha nice sayamadigim isim... "sumucuk'un kizi buuu!" diye uzerime atlamaz mi? derken tabii herbert cikti meydana, gozlerim beynimden bile almadigina emin oldugum bir sinyalle yaslarla doldu, sarildik, opustuk, aglastik.
annemin hayattayken taniyip sevdigi ve su an HALA hayatta olan insanlara karsi muazzam bir zaafim var, tadini cikardim bu sefer...
bu esnada fugen arada sirada eline mikrofonu alip konusma yapiyor, durumu yokluyor, tesekkurlerini iletiyor, sonra tekrar muzik, tekrar hafif hafif dans etmeler, yemekler gelmeye basliyor yavas yavas, mercimek kofteleri, peynirli borekler... tarkan caliyor, fugen'in cok buyuk aski; sonra michael jackson, o daha da buyuk aski! bir bakiyorum ben odanin bir kosesinde elimde su bardagi, dans pistinde kurtlarini doken ve yaslari 50 ila 68 arasi degisen insanlara bakiyorum!
onlarin eglenmesi, kahkahalari beni daha cok eglendiriyor.
daha sonra deniz'in arkadaslari geliyor. afrika'dan, israil'den, köln'un 'icinden', turkiye'den cesit cesit insan. deniz'in kiz arkadaslari, erkek arkadaslari, eski erkek arkadaslari, hepsi orada... haset yok, kirginlik yok, kizginlik yok, resmen notralize oluyorum. bazilari beni taniyorlar ama hic tanismamislar "aaah du bist die ayse!" diyolar. "evet" diyorum "ben o ayse'yim", sumucuk yine tuylerimi diken diken ediyor. nerelere gelmis, neler yapmis megerse. acayip isler. annemin tanidigi insanlarin cocuklariyla tanisiyorum, cok garip hisler...
uzun zamandir ilk defa bu kadar olumlu insani bir arada gormenin heyacani icindeyim... ziriltidan, karmasadan ve hizdan cok yorulmusum. kafam dinleniyor yuksek muzige ve earpluglarimin eksikligine ragmen. bu kadar kompleksiz, bu kadar sade, bu kadar sahsina munhasir insan...
onca degisik yas gruplarindan insan; sarilmanin, opmenin, konusmanin ve insani her seyin tadini cikariyorlar...
ben ki bir gun once eve doneyim diye resmen yirtinmistim, saat gece 3:00'e kadar yorgunluk ne; bilmedim!
butun o insanlarla evimde gibi hissettim, cok acayip bir deneyimdi.

nice guzel senelere fugen!
sevginin ne acayip bir sey oldugunu belki de hatirlamis oldum boylece.
ve onu belli edecegiz / etmeyecegiz diye ne cok egilip bukuldugumuzu.
hayat bu akiyor ve sen testiyi altinda tutamiyorsun.
ama tutmalisin!



haydi bakalim, gunaydin!

Hiç yorum yok: