şahıs rüyamda yine dayak yemiş, orası burası şişmiş göründü.
arkadaşları beni arıyorlar "bu dayak yedi, gel toparla" diyorlar.
gidiyorum, sarılıyorum ve ona "güvenli evimizden gitmeseydik, bunlar olmazdı." dedirtiyorum.
şakşakşakşak! bravo!
tamamen geçti mi? buzlu camın arkasına geçtiği çok aşikar da kırıntılar karanlıkta ayağa batabiliyor.
kaygılar, güvensizlik, endişe, rahatlayamama... aynen duruyor.
02.20, 04.37, 06.44, 07.45.saatler, tik-tak.
haber bekleyen kaynaklar var. "ne oluyor, nasılsın, her şey yolunda mı?"
görüşülecek insanlar.
ama bende toparlayacak ve bir şeyler anlatacak kafa yok.
evet de, yorgunluk baskın çok.
yakında yolcudur abbas, bağlasan durmaz.
koparır ipini kuşağını, -gerisini yazmayacağım-
"multiple hearts run chained
a love's lost and a pain gained"
4 yorum:
valla ne diyeceğimi bilmiyorum
Allah sabır versin desem acaba inanıyor musun
kolay gelsin desem, neresi kolay
iyi bir dilek belirtsem, iyi dilekler; beklediğin kişiden gelmedikten sonra anlamı ne
umarım iyi olursun desem, iyi olmak istediğini de kim söyledi
filan filan. o açıdan. ama iyi bir şey söylemek isterdim burda.
:) (gülücük koysan, ayrı bi bela)
(nemelazım) (yine koyayım euheuh)
valla bunu da kendi "sympathy" ihtiyacımdan yazdım, fazla üstüme gelmeyin, ben de insanım.
yazını okurken gülümsedim.
iyi bir şey bu işte.
kimsenin bir şey demesini beklemediğin zaman birinin bir şey demesi güzelmiş.
"aradığınız sympathy ihtiyacına şu an ulaşmış bulunmakta mısınız acaba?" diye soruyor alt yazı...
*gülücük*
eywallah nesta...
sympathy ihtiyacıma bir su serptiniz..
Yorum Gönder