güzel bir cuma sanki bugün.
sabah yoğun başladık, akşama doğru hidayete hizmet edercesine sürpriz bir arkadaş belirdi kollarımızda: bir şişe jack daniels!
bunu görev bildik ve dudaklarımıza değdirdik sek ve buzsuz...
yavaşlamak için içmek güzel bir şey aslında.
bir şey, hem yavaşlatıp hem de nasıl da olması gerektiğince açabiliyor kafayı, hayret!
rahatlamak gerekmiş, biraz gevşemek.
kolumda olmayan saate bakmadan ve beni gelip alacaklarını sandığım ana odaklanmadan, bir sonraki seansa kadar belki.
şu an jack daniels şerefine dream theater - take away my pain adlı slow pop şarkıyı armağan edesim var. sonra belki müslüm'den gelir "dertler derya olmuş, bense bir sandal"? -buradan arabeKs kralı, 'aybınez cem' sahibine selam ederim bu arada, arkadaş, bu ne?-
gidiyorum, arkadaşlar.
kendi denizinin gemisi, gemisinin de kaptanı olarak, sularında açılmaya ve bilinmeyeni bulmaya doğru alıyoruz demiri...
bulanık bir akşamüstü.
bugün bir kapı açılsa ve aksa artık tüm bu sıkışmış enerji.
teker teker çözülüyor aslında ama bu rüyaları ne yapacağız, asıl, o mühim...
gitar çalıyorum rüyamda. öyle böyle değil.
kafamın içinde ne müzikler varmış, haberim yokmuş.
"müziğin içinde ne kafalar varmış, haberim yokmuş" demeliyim belki de...
"we'll meet again, my friend, someday soon!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder