"31.12.2006 gecesi, annem ve arkadasiyla evde oturmak yerine davet edildigim yere gitseydim, hicbir sey bugunku gibi olmayacakti.. Su an birlikte oldugum insanin, o zamanlar bir baskasiyla birlikte oldugunu gorecek ama bu durumu umursamayacaktim. Cunku daha once de ayni insanla, o daha da baska biriyle beraberken tanismis ve kendisine karsi herhangi bir hisse kapilmamistim. Benim icin o, sevdigim bir arkadasimin, adini cogunlukla unuttugum, kendisiyle ayni gün ayni sene dogmus oldugum kuzeniydi.. Dolayli yollardan onu taniyan, hatta ortak pek cok arkadasimiz vardi ama bunun farkinda bile degildik cünkü biz, hicbir zaman bilerek ayni ortamda bulunmamistik. Tanismamiz tamamen tesaduf eseriydi.
Bilerek ayni ortama girisimiz ile ortaya cikanlar ise, tamamen kendi secimlerimizle sekillendi..
Su an birlikte yasiyoruz ve yaslanip burusana kadar da birlikte olmayi istiyoruz.."
Bunun gibi mutlu sonla biten bir birlikteligi bozguna ugratacak hicbir sey olamazmis gibi geliyor uzaktan bakinca..
Peki ya nasil oluyor da, bu kadar cok sevip saydigimiz insanin, bizden onceki yasantisinda basina gelenler, birlikte oldugu insanlar, bizim hayatimiza girdiginde bir sorun olarak algilanip, kiskanclik ve gerginlik konusu edilip, hesabinin verilmesi gereken olaylar olarak karsimza cikabiliyor?
hayat, potansiyel rakipler ve rekabet ortamlarini algilayis bicmimiz yüzünden diyebilir miyiz?
Baskasinin özgürlügüne bilerek ve isteyerek tecavuz etmektir kiskanclik. Bir baskasinin özgürlügünün en az sizinki kadar degerli oldugunu düsünmeniz icin, karsinizdakini sevmeniz, ve saygideger bir varlik olduguna ikna olmus olmaniz gerekir. Bu ya sizin kendi icinizde, karsi tarafa bildirmeden yasadiginiz bir durumdur ya da karsiliklidir. Karsilikli olup da cinsellikle harmanlanan bir birliktelige, "ask" diyoruz kisaca..
..devami gelecek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder