"Bir söz vermiştim.. artık hastabakıcılık yapmayacaktım.. sokakta başıma gelebilecek sürpriz durumlardan bahsetmiyorum - ki genelde, nedense, insanlar yanıbaşımda sara krizi geçirir, kaldırımda karşıdan karşıya geçmeyi beklerken, görme engelli biri benim yanımda duruverir.. koluna girerim, sorarım: "karşıya geçmemiz yeterli mi?"
"kosedeki bankanın oraya gideceğim" der misal, gideriz.. zaman, o esnada durur.. acele, koşturmaca, bir yere yetişmek durumunda olmanın verdiği gerginlik, hepsi uçar gider..
ama bir söz vermiştim ve bir daha hastabakıcılık yapmayacaktım. Özellikle yakın çevrem benim yardımıma muhtaç duruma düşsün istemiyordum artık. Bu yüzden de haddinden fazla kırıcı, sert ve isteklerime itaat bekleyen taraf olabiliyordum zaman zaman.. Evimde sigara içilmesini istemiyorum. Evimde kendini kaybedercesine içki içilmesini istemiyorum. Evimde, benim düzenimin bozulup, yerine yeni ve alışık olmadığım bir düzenin getirilmesini istemiyordum. Eşyalarımın bana sorulmadan değiştirilmesini / atılmasını / yok edilmesini zinhar istemiyordum..
Her şey bir yana, ben biriyle birilikte yaşıyordum ve o çoğunlukla istemediğim şeyleri yapıyordu.
Bu durumda haklı olan hangimizdik?
İsteklerine en azından saygı duyulmasını isteyen taraf mı, aynı şekilde yaptıklarına saygı duyulmasını bekleyen taraf mı..
Aşk, sevgi, bağlılık, adı her neyse, başkalaşma zorunluluğu muydu?
Ben "ben" olmayacaksam ve yalnızlığımla başbaşa olacaksam, senin işin var ne benim yanımda?
Eğer sen isteklerini yapmakta bu kadar diretiyorsan, benim gibi katı kuralları olan biriyle işin ne?
Hic, 'ego'muzdan sıyrılmamız mümkün olacak mı?
Bence artık olmayacak.. Özellikle ilkgençlik yıllarının neredeyse tamamını başkalarının rahatını / huzurunu düşünerek ve kendindini parçalayarak geçirmiş biri için artık çok geçti.. Ben, uzun süre ağır bir eğitimden geçmiş ve şu an başıboş kalmış bir köpekten farksızdım. Tecrübeliydim, güçlüydüm, tek başınaydım ve kendimin efendisiydim. Şu an sahip olduklarımı bir anda yok etmek için tek komutum yeter de artardı.." diye düşünürken...
Birden aklıma neden hala bunları sürdürüyor olduğum gelir..
O neden de, birlikte yaşadığım adamı, beni o ağır eğitimden geçirenler kadar çok sevmemdir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder