20120623

introversion vs. "vaya con dios"

güneşli, rüzgarsız bir günde budur işte kafamdan akan, geçen, delen düşünceler.
nedensiz teslim edilmiş her sorumluluğun, her sorumsuzluğun; umuttan, bedenden ayrılışı, dizginlerin elden kaymasıdır...
kafa, bir uçurtmadır, kuyruğu tele takılmış. o telleri kesecek de uçurtmanın kendisidir. bir sonraki anın korkusuna yenik düşerse, hareket edemez olur, ederse korkunun içinde, hakikatinin pençesinde.
henüz göçmemiş, kaybolmamış sevdiklerimiz vardır, daima değişken, ayın yüzü gibi bir kara, bir ak, dönüp dolanan etrafımızda. hiçbirinin vasfı yoktur, bizden öte bir anda, bizden içeri akan yıldızların gerisinde.

okyanuslar ve lisanlar girer araya ama sevgidir bir arada tutan, zamkının mukavim elleriyle; insanları. cümlelerimin tepe taklak devrik tınısıdır topaç gibi döndüren zevklerini, aklını, hislerini ve kararları...
müzik dinlemiyordum uzun zamandır, unutmuşum ne kadar eksilmiş sıhhatim. heyecanımı paylaştığım dakikaların ardından gelen huzursuz histir beni uzağa iten. susuz tuzaklarının içinde çırpınıp durur tüm umudum, kutudan çıkmamakta direnmiş ama ölmeye bu kadar teşne, nedendir?

açık kapısından içeri sızar günün ışığı.
 ajar... ve kapar gökyüzünü insanlara, 
açar içeri dönük akan nehrinin sularına..
tuzakları, tuzla dolu gözlerini arar.. yakalayamaz..

Hiç yorum yok: