20120112

davon geht die Welt nicht unter..

şizoid dünyamızın içinde hislerden uzak bir halde elde etmeye ve tüketmeye odaklı her beş kafadan dördündeki korkunun kokusunu artık kilometrelerin ötesinden bile duyabiliyorum.
merakın ucundaki şeye giderken, var olan bir kaç şeyden de olabiliyor insan.
bunun korkusu da var. "ne olur ne olmaz kenarda dursun bu" dediğimiz şeylerin aslında bir nesne değil, irade sahibi canlılar olduğunu unutarak ele aldığımız hayal ürünlerimiz, bozuk çıkıyor maalesef!

böyle örnekleri, bilhassa burnumun dibine de sokuyorum "bakalım, haklı mıyım" diye.

inandığım, bildiğim sularda yüzdüm; boy vermeye çalışırken, boğuldum.
sonra, yeniden hayata döndüm ve şimdi bilmediğim sularda yüzüp nereye kadar gidebilirim, bu merakın peşinden gidiyorum.
dalmadan, yüzeyden süzülerek...
güzel mi, anlayacağız.

bugünlerde 'zafer' olarak addettiğim tek şey, misal, aslında evim olmayan bir alana müzik sistemimi kurarak, köklerimi geçici olarak bir yere salmayı öğrenmiş olmak...

artık başkası neyi 'zafer' ilan eder, orasını bilemem...

Hiç yorum yok: