20110712

whereabouts..

her şeyi yerli yerine oturtmak için günlerce, aylarca nakış dokurcasına uğraşıp, tüm bu oluşanları tek bir cümleyle küle çevirmek ne kadar kolay olabiliyor, değil mi?
gece vardiyası menüsü, dün gece yine yenir yutulur cinsten değildi.

ne yaptık; uyuduk, uyandık ve güne başladık. buruk. mekanik.

menü muhteviyatının ne şekilde biriktiği aşikar. birikenleri boşaltma sisteminin yıkıcılığını en az seviyeye indirmekle yükümlü müyüz her seferinde? tüm bu 'stabilizör' görevini üstlenmenin bir sonraki güne vereceği kurşunu nereye koymalı öyleyse?
çok uzak değil; bir gün öncesinde hissedilenler mi, bir gün sonra hissedilenler mi hakikat olan? mutsuzluk ve sıkıntı verenlerin gerçekliğini kabul etmekte zorlanan insan beyni, iki gram mutluluk ile nasıl da ışık asırları öteye götürebiliyor beynini ve yükseliyor bu hisle...

tanımlanamaz ve öngörülemez insan tabiatı, 'insan psikolojisi' başlığı altında türlü etiketlere, denek dosyalarıyla dolup taşmaya devam etsin. algı; konuşulanlar, karşıdakinin kulaklarından içeri girdikten sonraki muammadan başka bir şey değil.

bugün dünya nüfusu 7,2 milyar. bir o kadar beyin ve bir o kadar algı lisanı var.

kolay gelsin.

Hiç yorum yok: